Yapay zeka teknolojilerinin günden güne gelişmesiyle birçok alanda kullanımına sıklıkla rastlar olduk. Yapay zekayı içeren ilk mimari pavilyon olan Ada, belki de bu alanda gelinen en çarpıcı noktayı görmemize yardımcı oluyor. Jenny Sabin Studio’nun Microsoft ile birlikte geliştirdiği Ada, Microsoft’un Washington Redmond Kampüsü içerisinde yer alıyor. Yenilikçi malzemeler, insan merkezli uyarlanabilir mimari ve yapay zeka olmak üzere birçok yeni teknolojiyi içeren çalışma, 2019 senesine damga vuran projelerin başında geliyor.
İlk bilgisayar programcısı ve bilgisayar çağının mucidi matematikçi Ada Lovelace’ın adına ithaf edilen Ada projesi aslında 13 senelik bilimsel bir işbirliği ve araştırmanın ürünü. Yapay zeka teknolojisini kullanan proje, ortamdaki gizli ifadelerin ve duyguların teknoloji kullanılarak nasıl ortaya çıkarılabileceğini araştırıyor.
Işığı absorbe etmek, toplamak ve yaymak için ışığa duyarlı veriye dayalı tübüler ve hücresel bileşenlerle hafif ve örme bir yapıdan oluşan Ada, aslında 895 benzersiz 3D baskılı düğüm ve fiberglas çubuktan oluşan ve insanlardan gelen veri doğrultusunda tepki veren deneysel bir kabuk yapısı. Microsoft Research’teki araştırmacılar ve mühendislerle çalışan Ada, yerleştirildiği Microsoft Araştırma Binası 99 içerisinde toplanan bireysel ve toplu duygu verileri tarafından yönlendiriliyor. Bina boyunca yer alan bir sensör ve kamera ağı, ziyaretçilerin projeye dahil olmaları, etkileşimde bulunmaları ve projeyi yönetmeleri için fırsat sunuyor. Veriler AI algoritmaları tarafından işlenen ve duygularla ilişkilendirilen yüz ifadelerini, ses tonlarını ve ses yüksekliklerini içeriyor. Adreslenebilir LED’ler ağı, özel bir fiber optik merkezi gerginlik konisi ve beş harici PAR ışığı da dahil olmak üzere üç duyarlı ve kademeli aydınlatma, sürekli veri akışına gerçek zamanlı olarak yanıt veriyor.
Dijital olarak örülmüş, hafif, yüksek performanslı ve atriyumun zemin katının üzerinde asılı duran Ada, sosyal ve çevre duyarlı, etkileşimli mimari bir yapay zeka ürünü. Ortamda etkileşimde bulunduğu her insanla değişime uğrarken aynı zamanda bireysel ve toplumsal araştırma deneyleri için de bir alan sağlıyor.
Binanın kamera ağı üzerinden yakalanan duygulara eş zamanlı olarak yanıt veren Ada için ses akışı ve insan sayısındaki değişiklikler göz önünde bulundurulduğunda sonsuz olasılık dünyasının var olduğunu söyleyebiliriz. Bu da sonsuz sayıda yapay zeka yanıtı demek oluyor. Dahası, mimaride yapay zeka kullanımı ile mekan tanımının yeniden şekilleneceği hatta mekanların gelen etkilere göre kendi kendine cevap verebilen ve dönüşebilen yapılara evrileceğinin ufak bir ön gösterimi.
