Six N. Five | Dijital Sanatçı & Tasarımcı

Ezequiel Pini, diğer adıyla Six N. Five, Barselona'da yaşayan ödüllü Arjantinli bir dijital sanatçı ve tasarımcı. Son on yılda Pini, kendine özgü temiz, modern estetiğiyle hayali, rüya gibi dünyalar yaratmak için 3D kullanımına öncülük etti. Çalışmaları hayali mekanları, hareketli hikayeleri ve fiziksel eserleri keşfetmek için farklı ortamları bir araya getiriyor.

Tanınmış markalar ve yaratıcılarla çalışma konusundaki kapsamlı deneyimi, onu sanatsal yeteneği ve geleceğe yönelik uzamsal vizyonuyla günümüzün en tanınmış dijital sanatçılarından biri haline getiriyor. Rafine hayal gücü, şiirsel kompozisyonları, avangard zihni ve zarif becerileri Six N. Five'ı benzersizliği ve sonuçlarının saflığıyla öne çıkarıyor. Pini ile çalışmaları ve üretim pratiği üzerine sohbet ettik.

Röportaj: Onur Çoban

Ezequiel Pini kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin? Dünya çapında tanınan bir sanatçı olma yolculuğun nasıl başladı?

Ben Ezequiel Pini, aslen Buenos Aires, Arjantin'den gelen ve şu anda Barselona'da yaşayan bir dijital sanatçı ve tasarımcıyım. Buenos Aires'te Grafik Tasarım okudum ve 3D sanatına olan tutkumu bulmadan önce geliştirici, tasarımcı, animatör gibi çeşitli rollerde zaman geçirdim. 2014 yılında, genellikle gerçeklik ve illüzyon arasındaki çizgileri bulanıklaştıran dijital görüntüler yaratma konusunda uzmanlaştığımız bir tasarım stüdyosu olan Six N. Five'ı kurdum.

Her şey gençliğimden beri bilgisayarlara ve programlamaya duyduğum derin bir hayranlıkla başladı ve daha sonra genel olarak tasarım ve yaratıcılık tutkusuna dönüştü. Farklı uzmanlık alanlarında zaman geçirirken, CGI'ın bana fikirlerimi yeni ve farklı şekillerde temsil edebileceğim sonsuz keşif ve esneklik için bir tuval getirdiğini gördüm. Zamanımı kendi fikirlerimi ve dünyalarımı keşfetmeye ve bunları dünyaya göstermeye harcadım. O zamandan beri dijital sanata farklı bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim, bu da çok hayran olduğum insanlarla hayal ettiğim iş birliklerini yönetmeme ve hayallerimi gerçekleştirmeme yardımcı olan yeni arkadaşlar ve iş birlikçilerle tanışmama yardımcı oldu.

Çalışmaların sanat, mimarlık ve tasarım gibi disiplinlerde yaygın olan farklı uygulamaları bir araya getiriyor. Sanatının misyonunu nasıl tanımlarsın?

Evet, yaptığım işin kendi ilgi alanlarımı yansıtması fikri beni motive ediyor. Mimarlık, sanat ve tasarım tutkuyla bağlı olduğum ve bir şey yaptığımda bilinçli ya da bilinçsiz olarak belirli bir şekilde görünür hale gelen bazı alanlar. Sanatımın misyonu her şeyden önce yaratmak ve mümkünse daha önce yaratmadığım bir şey yapmak. Düşünmeye davet etmeyi, hatta birinin durup zamanından ve dikkatinden birkaç dakika çalmasını sağlamayı seviyorum, birden fazla girdimizin olduğu bu yoğun günlerde bunu güçlü buluyorum. Amacım duygular uyandırmak, merak uyandırmak ve gerçeklik ve illüzyon algılarınıza meydan okuyan daha fazla dünya yaratmanız için size ilham vermek. Dijital ve fiziksel arasında böylesine melez bir dünyada yaşadığımız bugün bile her zamankinden daha fazla.

Magicien, Commissioned by Cartier, 2024

Doğal dünyaya olan derin merakın seni nasıl etkiliyor ve sanatına nasıl yansıyor? Hangi doğa unsurları sana en fazla ilham veriyor?

Son birkaç yıldır bedenimin ve zihnimin doğal dünya ile günlük bir bağlantı dozuna ihtiyaç duyduğunu giderek daha fazla fark ettim. İster yürüyüşe çıkayım, ister dağlarda spor yapayım ya da kalkıp kuşları dinleyeyim. Bunun da çalışmalarım üzerinde kuşkusuz derin bir etkisi var. Doğada bulunan örnekler, dokular, renkler ve şekillerden ilham alıyorum. Dağlar, ağaçlar ve su kütleleri gibi unsurlar yaptığım işlerde sıklıkla ön plana çıkıyor ve aynı zamanda dijital konumlarımda huzur ve meditasyon kaynağı oluyor. Doğanın sükûnet ve merak duygusu uyandırma yeteneği, yarattıklarımda yakalamaya çalıştığım bir şey.

“Etrafımdaki her şeyden ilham alıyorum; mekânlar, yerler, insanlar ve onların kültürleri. Ancak en büyük ilham kaynağım kuşkusuz doğa ve onun karmaşık güzelliği. Yıllar boyunca, bu görkemi yeniden yorumlamak için mimariden peyzaja, sinematografiden farklı sanatsal ortamlara kadar farklı disiplinleri bir araya getirmeye çalıştım.”

Son sergin Species'de, doğaya ve onun organik ve yumuşak şekillerine dair sahip olduğumuz geleneksel konsepti, formlarını dik açılı ayrık nesnelere dönüştürdün. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

“Species” fikri, organik formları geometrik, dik açılı yapılarla yan yana getirerek doğanın geleneksel algılarına meydan okuma arzusundan doğdu. Bu dönüşüm, doğa ananın yumuşaklığını ve organik şekillerini insan müdahalesinin hassasiyetiyle birleştiren yeni bir görsel dil yaratarak, doğal unsurlar ve insan yapımı tasarımlar arasında uyum bulma kavramından esinlendi.

Species, 2023

Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar seni en çok heyecanlandıran çalışman hangisiydi?

Beni en çok heyecanlandıran çalışmalardan biri someform Studio ile iş birliği içinde gerçekleştirilen “Artificial Spaces” enstalasyonu oldu. Bu proje, ziyaretçilerin jeneratif tasarım ve gerçek zamanlı render yazılımı kullanarak benzersiz mimari ortamları keşfetmelerini sağladı. Manuel 3D tasarım ve neredeyse sonsuz mekan kombinasyonlarının oluşturulması heyecan verici bir süreçti ve nihai ürün hem yenilikçi hem de sürükleyiciydi.

Artificial Spaces, in collaboration with SomeForm Studio, 2023

Sence gelecek yıllarda dijital sanat ve 3D sektörünü hangi önemli trendler ve akımlar belirleyecek?

Dijital sanat ve 3D sektörünün yapay zeka ve gerçek zamanlı render teknolojilerindeki gelişmelerden büyük ölçüde etkileneceğine inanıyorum. Bu araçlar, sanatçıların daha karmaşık eserler yaratmalarını, daha hızlı bir şekilde mümkün olanın sınırlarını zorlamalarını ve olasılıkları genişletmelerini sağlayacak. Ayrıca, dijital sanatın yeni hibrit gerçekliklerle entegrasyonu, sürükleyici deneyimler ve sanatsal ifade için yeni yollar açacaktır.

Çalışmalarının arkasındaki ilham kaynaklarından biraz bahsedebilir misin? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde merakla takip ettiğin isimler kimler?

İlham kaynaklarım çok çeşitli ve yaratıcı alan ve ifade ile ilgili çeşitli disiplinlerden ve aynı zamanda çevremizdeki dünyamızda bizi çevreleyen şeylerden geliyor. René Magritte ve Salvador Dalí gibi sürrealist sanatçıların yanı sıra çağdaş dünyadan çağdaş tasarımcılar ve mimarlardan derinden etkileniyorum. Gündelik deneyimler ve doğal dünyanın güzelliği de fikirlerimin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor.

Flow, 2023

Farklı disiplinlerden bir dizi sanatçı ve tasarımcıyı takip ediyorum. Mimarlar, tasarımcılar, fotoğrafçılar, film yönetmenleri. Sanat alanında James Turrell ve Olafur Eliasson gibi sanatçıların eserlerini seviyorum. Sürrealist akım her zaman ilgimi çekmiştir, daha doğrusu René Magritte ve Salvador Dalí gibi sanatçılar, çok daha eskilere gider. Onların yenilikçi ışık, mekan ve malzeme kullanımları beni sürekli olarak kendi çalışmalarımda yeni olasılıkları keşfetmeye itiyor.

Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?

Evet, gelecek konusunda çok heyecanlıyım. Planlarım arasında genel olarak sanat ve tasarımın, dijital ve fiziksel olanın, gerçek ve gerçek olmayanın sınırlarını zorlamaya devam etmek var. Yeni teknolojiler ve medya ile deneyler yaparak tüm bu ikilikleri sorgulamayı ve beklentilerimize beklenmedik bir şeyler katmayı seviyorum. Aynı zamanda bu vizyonları geliştirmeme olanak tanıyan yeni araçlar keşfediyorum. Ayrıca yeni fikirleri ifade etmek ve ortaya koymak için farklı teknolojileri ve yeni araçların kullanımını birleştiren sergiler oluşturmaya devam etmek istiyorum.