Budapeşte merkezli mimarlık ve tasarım stüdyosu Pyxis Nautica ve sanatçı Dániel Szalai, Budapeşte kent merkezinde, 19. yüzyıldan kalma dört sarayı altın bir kumaşla gizleyerek kentsel ölçekte sanatsal müdahaleler ile dönüşüm sağlıyor. 1817-1922 yılları arasında inşa edilen yapılar, günümüz kullanımı için özel ofis binaları ve kamusal kültürel alanlar olarak yeniden hayat bulmak üzere koruma ve restorasyon sürecinden geçiyor. Tarihi yapıların cephelerini altın kumaşla kaplayan proje, bu mimari hazineleri renovasyonları başlayana kadar güvence altına almakla kalmıyor, aynı zamanda sanatsal bir spot ışığını üzerlerine çevirerek inşa edilmiş çevre algımıza meydan okuyor.
Proje, kültürel miras olarak korunan dört sarayın cephelerini toplam 1.100 metrekarelik bir alanı kaplayan altın kumaşla kaplıyor. Su tutmayan bu özel örtü, hem harap binaların yenilenmesi başlayana kadar bir inşaat güvenlik ağı hem de yaşayan bir sanatsal enstalasyon unsuru olarak hizmet veriyor. Gözlemcilerin tipik olarak yapılı çevrelerine verdikleri tepkileri dönüştüren proje, yoldan geçenleri bu binaları günlük yolculuklarında yanından geçip gittikleri manzaralar olarak görmek yerine, farklı bir şekilde düşünmeye ve etkileşimde bulunmaya teşvik ediyor. Yansıtıcı kaplama, sisli bir ayna oluştururken sıcak ışık yayıyor ve gözlemcileri saraylara yaklaşmaya ve onlara dokunmaya, binaları fiziksel nesneler olarak deneyimlemeye davet ediyor.