İngiliz heykeltıraş Nick Hornby, on yıldan fazla bir süredir fotoğraf ve heykel arasında duran hibrit bir sanat tekniğiyle yaratıcı üretimler yapıyor. Galler’in çağdaş sanat platformu MOSTNY’de ilk kişisel sergisi Zygotes and Confessions’ı hayata geçiren sanatçı, toplumsal cinsiyet ve cinsel kimliği araştıran bir dizi fotoğraf-heykel çalışması ile sanatseverlerin karşısına çıkıyor.
İngiltere’nin en başarılı yeni nesil heykel sanatçılarından biri kabul edilen Hornby, ileri teknolojik süreçleri heykel sanatına dahil ettiği çalışmalarıyla sanat dünyasında oldukça ses getiren işlere imza atıyor. İki boyut ve üç boyut arasında bir heykel deneyimi yaratan sanatçı geleneksel tanımlamaların aksine görüntü ve formun birbirini domine etmediği çoğulcu bir algı yaklaşımını benimsiyor. Hornby’nin heykelleri bir dizi dijital ve endüstriyel sürecin ardından ortaya çıkıyor. Heykel formları, fotografik görüntülerle kaplanmak üzere sıvı kristal ekranlara(LCD) batırılıyor.
Yeni sergisi Zygotes and Confessions, toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlik tanımlamalarını araştırıyor. Sergide dokuz heykel, fotoğrafçı Louie Banks’in çektiği transseksüel modeller ve drag queenlere ait. Uzaktan bakıldığında parlak portre büstlerini andıran heykeller, siz hareket ettikçe boyut değiştirerek fotoğrafa dönüyor. Yaşamın çekirdeği olan zigotu, henüz herhangi bir cinsel kimliğe bürünmemiş bir varlık olan tanımlayan sanatçı, sergi isminden de anlaşılacağı üzere “itiraflar” ile bu çalışmaların otobiyografik bir yaklaşıma sahip olduğunu açıkça gösteriyor. Cinsel kimlik kavramı üzerindeki bulanıklık, Hornby’nin tekniğiyle mükemmel bir uyum içerisinde izleyiciye vermek istediği mesajı iletiyor. Parıldayan bu çekici formlar, heykelden fotoğrafa ve tekrar fotoğraftan heykele geçerken izleyici baştan çıkarıyor ve gerçekliği bulanıklaştırıyor.