Çağdaş sanat ekseninde konumlanan monoco.io, bu alanın aktörleri arasında çevrimiçi güvenli bir bağ kurmaya odaklanıyor. Sanat platformu olmanın yanında fiziksel ya da dijital sanat eserlerinin özgünlüğünü güvence altına alarak sertifikasyon konusunda da işleyiş gösteren bu zemini kurucusu Selman Bilal ile konuştuk.
monoco.io; sanatçılar, sanatçıları temsil eden galeriler ve koleksiyonerler arasında köprü kurmayı hedefleyen bir platform. monoco.io aracılığıyla bu aktörlerin birbiriyle bağını güçlendiren diyaloglar neler?
Monoco.io olarak sanatçılar, sanatçıları temsil eden galeriler ve koleksiyonerler arasındaki bağı kullandığımız teknolojinin sunduğu imkanlar sayesinde mümkün kılabiliyoruz. Blokzinciri teknolojisi ile şeffaf, izlenebilir ve en önemlisi sanatçı haklarını sonsuza kadar koruyabilecek bir alt yapı kurduk. Bu bağlamda bir diğer önemli sorun olan fiziksel hayatta var olan eserin orijinalliği konusundaki tüm soru işaretleri de ortadan kalkıyor, eserin telif hakkı hiçbir kurum ve kişiye bağlı kalmadan sanatçıya teslim ediliyor.
Bilgisayar tabanlı dijital eserleri ya da fiziksel sanat eserlerinin özgünlük sertifikalarını güvence altına almak ve sanat eserini daha izlenebilir hale getirmek hususunda monoco.io işleyişinde çağdaş sanat alanında koleksiyoner kimliğiniz ve sanatçı hakları konusundaki görüşlerinizin yansıması nasıl?
Koleksiyonuma yeni bir eser dâhil ederken hiçbir zaman ileride satarım gibi bir yaklaşımım olmadı, her zaman eserle kurduğum bağı ve sanatçının üretim sürecini önemsedim. Eserleri evde görünür şekilde yerleştirirken, sanatçısıyla beraber düşünerek yerini bulabilmesine dikkat ettim. Bir keresinde de koleksiyondaki eserlerin sigorta işleri için özgünlük sertifikalarını bulmaya kalkıştığımızda epey zorlandık çünkü çok fazla eksikle karşılaştık. Yukarıda bahsettiğim bu durumları monoco.io işleyişinde daha kolay ve güvence altında ilerletebiliyorum. Örneğin, eserlerin özgünlük sertifikalarını dijital olarak saklayabiliyor olmak fizikselde mümkün olabilecek sorunları önüne geçerek, hem benim daha düzenli saklanmamı hem de sanatçının hakkını korumasını sağlıyor. Blokzinciri teknolojisi ile koleksiyonerliğe olan yaklaşımım ve sanat alanına olan faydasını kullanma istediğimiz birbirini destekliyor.
NFT evreni, şeffaflık ve telif hakları konusunda getirdiği faydaların yanında dalgalı bir yapıya ve her şeyin çok hızlı tüketilebilir göründüğü bir hareketliliğe işaret ediyor. Bu kutuplar arasında hangi hamleleriniz monoco.io üzerinde dijital sanatın sahiplenilmesi hususunda dengeyi buluyor?
NFT pek çok yerde bir sanat türü gibi gösterildi. Öncelikle bu kullanımın yanlış olduğundan bahsetmek isterim; TDK’nın da söylemiyle bu bir dijital tabu, yani bir sertifika. Bu teknolojinin özellikle sanat eserlerinin sertifikalanmasında kullanılması kaçınılmazdı. Kripto dünyada yaşanan hareketliliğin sanatçının sanat piyasasına zarar vermemesi adına biz monoco.io’ da eserleri Euro cinsinden fiyatlandırıyoruz ve satın alınması halinde anlık ETH değeri görülebiliyor ve satış oluyor.
Meta dünyada sahibi olduğunuz arazide mimar Han Tümertekin’le birlikte çalışarak Bilsart ve monoco.io’nun sergi mekânlarını inşa etme hedefiniz fiziksel dünyadaki işleyişinize paralel alternatifler yaratıyor. Bu alanda teknolojinin doğasına uygun olarak kurgulanan ne gibi yeni deneyim alanları mevcut?
Bu proje hem bizim için, hem de beraber çalıştığımız mimar Han Tümertekin için oldukça yenilikçi proje. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ağır ama emin adımlarla ilerletiyoruz diyebilirim. Fiziksel dünyadaki deneyimlere paralel olarak, izleyici için yeni deneyimler sunacak bir süreç ilerletiyoruz.
monoco.io, uluslararası bir platforma dönüşmesi planlanarak Londra’da merkezlendi. Türkiye’deki çağdaş sanatın dünyada görünürlüğünü artırmak üzerine çalıştığınız diğer hamleler nedir?
Düzenlediğimiz açık çağrı ile bu alanda ilk adımı atmış olduk. Açık Çağrı sonucunda, sanatçıları hem İstanbul hem de Londra’da eş zamanlı bir sergi ile izleyiciyle buluşturacağız. İlerleyen dönemler için planladığımız başka çalışmalarda var; farklı ülkelerde ve şehirlerde sanatçılarla izleyicileri buluşturacağımız programlarımız olacak.
Başvuru sonucunda, seçici kurulun yapacağı değerlendirme sonunda kazanan bir sanatçıya £1500 ödül ve ilk 10’a giren sanatçıların işlerinden yapılacak seçki ile Londra ve İstanbul’da eş zamanlı sergi imkanı sunuyoruz.
Dijital ifade araçlarını bir üretim biçimi olarak benimseyen sanatçıları desteklemek amacıyla “New Horizon” isimli açık çağrı duyuruldu. monoco.io üzerinden yürüttüğünüz bu çağrının işleyişi nasıl?
Dijital sanatı bir ifade biçimi olarak kullanan tüm sanatçılar için başlattığımız açık çağrı sürecimiz, kişinin yaşından ve aldığı akademik eğitimden tamamen bağımsız olarak kurgulandı. Özellikle yeni jenerasyonun dijital medyumlara olan ilgi ve yetkinliği bu kararı vermemizi sağladı. Başvuru sonucunda, seçici kurulun yapacağı değerlendirme sonunda kazanan bir sanatçıya £1500 ödül ve ilk 10’a giren sanatçıların işlerinden yapılacak seçki ile Londra ve İstanbul’da eş zamanlı sergi imkanı sunuyoruz. İlk edisyonu sadece İngiltere ve Türkiye’li sanatçılara açık olan bu çağrıyı, ilerleyen dönemlerde her anlamda genişletmeyi ve devam ettirmeyi hedefliyoruz.
Açık Çağrı seçici kurulumuz Zeynep Arınç, Selçuk Artut, Esra Özkan ve Bengi Ünsal’dan oluşuyor. Öncelikle bu vesileyle tekrardan dört seçici üyesine de teşekkür ediyorum. Alanlarında yetkin bu isimlerin yeni bir proje içerisinde bizimle yer alıp, tüm tecrübelerini aktarmaları ve katkıları oldukça önemliydi.