Sanat ve tasarımın dünyadaki önemli merkezlerinden Miami son zamanlarda yeni bir heykel sergisi oluşturma hazırlığında. Heykel sergisi dediğimizde aklınıza beyaz duvarlardan oluşan büyük boş hacimler içine yerleştirilmiş heykeller gelmesin. Sergi için planlanan mekan alışılmışın tamamen dışında, Miami'nin meşhur sahili boyunca su altında yer alacak ve sadece dalış yapılarak gezilebilecek bu heykel sergisi.
The ReefLine ismindeki proje Arjantinli küratör Ximena Caminos tarafından ortaya konuldu ve masterplan tasarımı ünlü mimarlık ofisi OMA'ya emanet edildi. Dünyanın dört bir yanında sanat merkezi projelerine imza atan OMA bu proje kapsamında bir de mekansal heykel tasarımı gerçekleştirecek. Betondan basamakların tabandaki dairesel formdan bir spiral olarak yükseldiği bu heykel su altındaki ağırlıksız olma haline referans verirken aynı zamanda bir buluşma yeri olma amacı da taşıyor.
11 kilometrelik uzunluğunda, kıyıdan 250 metre uzaklıkta ve 6 metre derinlikte konumlanacak proje pek çok farklı sanatçı ve tasarımcının heykellerine ev sahipliği yapacak. Şu an için OMA'nın tasarladığı heykele ek olarak ilk 1.5 kilometrelik etapta Arjantinli kavramsal sanatçı Leandro Erlich'in Miami'deki trafik sıkışıklığını su altında yansıtacağı "Traffic Jam" eseri bulunacak. Betondan imal edilen gerçek boyutlu araba heykellerinin su altına bir trafik sıkışıklığı temsili şeklinde yerleştirileceği çalışma araçların karbon emisyonuyla doğaya verdiği zarara dikkat çekecek.
Birinci etabı gerçekleştirilmeye başlanan, ikinci etabı için de iki sanatçının eserlerinin seçildiği projeyi oluşturacak eserlerin tamamı henüz seçilmiş değil. Geri kalan etaplarda yer alacak eserler için ise tasarımcı ve sanatçılara bir açık çağrıda bulunuyor The ReefLine.
Aslında proje her ne kadar bir su altı heykel sergisi olsa da tek amacı sanatı farklı bir ortamda deneyimletmek değil. Miami gibi dünyanın gözü üzerinde olan bir noktada yapılacak bu dev proje halihazırda mercanların yaşaması için tutunmasına uygun yüzey olmayan bu sahilde, mercanlar için bir habitat oluşturarak doğayla olan ilişkimize dikkat çekecek. Kaynak tüketerek doğadan sadece aldığımız uzun yılların ardından ekolojik denge farkındalığının arttığı bu dönemde, proje de kendi payına düşen adımları atarak her yeni projede doğadan almak yerine onun yeşermesi için ortam sağlayacak. Bunun için deniz biyologları ve kıyı mühendisleri de tasarım ekibi ile birlikte çalışmakta. Çalışmalarının sonucunda ise tükenme tehlikesi olan mercan türlerinin bu alanda yaşatılabilmesi hedefleniyor.