Dokuma ve tekstil evrenini yerleştirme ve heykel mekansallığı ile birlikte ören sanatçı Tuba Geçgel ile çalışmaları ve üretim pratiği üzerine sohbet ettik.
Tuba Geçgel kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin?
İstanbullu sanatçı ve tasarımcıyım. Tekstil bazlı multimedya eserler üretiyorum aynı zamanda sahne dekor ve kostüm tasarımı yapıyorum. Mecraya göre konsept tasarlayıp onu realize ediyorum. Tophane'de bir atölyem var genellikle atölyede çalışır haldeyim. MSGSÜ Moda tasarımı ve tekstil sanatları eğitimi aldım. Ürettiklerimde sanatla tasarımı bir arada kullanmaktan besleniyorum. Doğa, psikoloji ve durumlar üretimlerimde harekete geçmeme sebep oluyor. Düşüncelerimi ifade ederken önce renklerle başlıyorum.
Çalışmalarındaki tekstil malzemelerinin seçimi, sadece görsel bir ifade değil, aynı zamanda izleyiciyle duygusal bir bağ kurma amacını içeriyor gibi görünüyor. Tekstil malzemelerini kullanarak insan doğasını ifade etme fikri nasıl ortaya çıktı?
Tekstil malzemesinin esnekliği, akışkanlığı, kırılganlığı, saydamlığı ve bazen de tam tersi hallerini insan doğasına çok benzer buluyorum. Şekil alabilir, kötü sonuç verebilir, bir anda hiç beklemediğin bir form oluşturabilir. Aynı zamanda kendi halinde de biricik ve şahsına münhasır özellikleri var. Bu sayede tekstil malzemesiyle çalışırken yalnız hissetmiyor birlikte çalışıyormuşuz gibi düşünüyorum. İzleyicinin duygusal bağ kurması da benzer bir çağrışımdan geliyor olabilir.
Bize biraz Piyalepaşa’daki Rei Xiao ve Studio Pinprick ile birlikte gerçekleştirdiğin ve hâlâ devam etmekte olan “Katharsis: Sessizin Payı” adlı serginizden bahsedebilir misin?
Katharsis, 3 isim olarak göründüğümüz ama 4 sanatçı ve çok keyifli bir galeri ekibinin oluşturduğu bir sergi. Serginin adında bir de Sessizin Payı var ki bu sergi genelindeki işlerde çok okunabiliyor. Bu sergide aslında kendi kendimize kalıp içimizdeki muhabbeti dışarıya aktardığımız işler olduğunu düşünüyorum. Çok kişisel, sakin ve duygusal olarak güçlü çalışmalar var. Sanatçı seçkisi ve eserlerin uyumu sergi tamamını birbirine çok iyi bağlıyor. 16 Mart’a kadar Piyalepaşa Martch Art Project’te görülebilir.
Sanatında geçmişle gelecek arasında bir denge kuruyorsun. Zamanın yavaşlamasından beslenmek nasıl bir duygu?
Çok eski teknikleri günümüz yöntemleriyle ve yeni edinilmiş pratiklerle uygularken kendi dengesini bulmasına şahit de oluyorum aynı zamanda. Huzur ve güven verici, sakin ve çok fazla düşünce sesinden uzaklaşmama yol açıyor. Sadece hikayemi düşünüp onun yarattığı hissi doya doya yaşayıp aktarmak için dikkatimi vermemde etkisi çok büyük. Dolayısıyla eski teknikler ve yeni fikirler birleşince o denge kendini hissettiriyor.
Mehmet Sinan Kuran X Tuba Geçgel 2018
"Zamanın yavaşlamasından beslenmek, iyice
derinleşmek, ortalığın sessizleşmesi, baş başa kalmak gibi anlar yaratıyor benim için."
Üretim sürecinden biraz bahsedebilir misin? Analog mu yoksa dijital tekniklere mi daha yakınsın?
Yapmak istediğim ne ise ve onu en rahat nasıl ifade edeceksem öyle bir başlangıç yapıyorum. Özgür bir başlangıç yapmak ve onun nereye gidebileceği beni heyecanlandıran bir kısım. Başlarken bazen sadece not alıyorum. Plan veya araştırma gerektiriyorsa onları hallediyorum. Sonrasında her şeyi ellerimle yaptığım bir süreç başlıyor. Nakışların olduğu işlerim en analog olanlar, minik minik işlemeler ile sürüyor. Duvar halıları, multimedya çalışmalarımda ise teknolojiden oldukça yararlanıyorum.
Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar seni en çok heyecanlandıran çalışman hangisiydi?
Genel olarak yeni denemeler yaptığım işlerim en heyecanlı olanlar. Uluslararası Tekstil Bienali için yaptığım “Algının Sınırlarında” adlı çiçeğim beni son zamanlarda en heyecanlandıran çalışmalarımdan birisi, şu an Martch Art Project’te Katharsis: Sessizin Payı grup sergimizde görülebiliyor. Aynı zamanda Büyükdere35’deki ilk solo sergimin tüm işleri yaparken çok keyif aldığım farklı teknikler deneme şansım oldu. “Familya” isimli çalışmam, mobilya ile çalıştığım ve gelecekte de devamını getirmek istediğim bir stil. Objelerle çalışmak gerçekten heyecan uyandırıyor.
Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?
Gelecek için heyecanlıyım! Prag’da bir galeri ile anlaştık. Uluslararası sergilerde bulunma yeni yerler görme fikri heyecan verici!. Aynı zamanda Prag’da multimedia arts masterı durumum sözkonusu. İçimdeki moda tasarımcısı tarafım da beni yeni fikirlere sürüklüyor. Ben de merak ediyorum.