top of page
Onur Çoban

Craig & Karl | Sanatçı İkilisi


Mini Golf, Fotoğraf: Craig & Karl

Craig & Karl, sanat ve tasarım dünyasında kendi kurallarını yazan, sınırları cesurca aşan bir tasarım ikilisi. Avustralya'da bir sanat okulunda başlayan arkadaşlıkları, bugün Londra ve New York arasında süregelen bir yaratıcı ortaklığa dönüştü. Grafik tasarım, illüstrasyon ve enstalasyon gibi farklı disiplinleri ustalıkla harmanlayan ikili, sanatlarını bir diyalog olarak tanımlıyor. Cesur renk paletleri, sadeleştirilmiş görsel yaklaşımları ve etkileşimli tasarımlarıyla öne çıkan Craig & Karl, sanat yolculuklarını bir macera olarak görüyor. Hem kamusal alanlarda hem de özel projelerde interaktif deneyimler yaratarak izleyiciyi aktif bir katılımcıya dönüştüren Craig & Karl, modern tasarımın eğlenceli ve düşündürücü bir yüzünü temsil ediyor. Sanatçı ikilisi ile çalışmaları ve üretim pratikleri üzerine sohbet ettik.

Röportaj: Onur Çoban


Craig & Karl kimdir? Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Dünya çapında tanınan bir sanatçı ikilisi olma yolculuğunuz nasıl başladı?


Craig & Karl, Craig Redman (New York'ta yaşıyor) ve Karl Maier'den (Londra'da yaşıyor) oluşuyor. İlk olarak Avustralya'da, sanat okulunda gençlik yıllarımızda tanıştık ve o zamandan beri birlikte çalışıyoruz. Tasarım, illüstrasyon ve enstalasyon alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Yaptığımız işleri ikimizin arasında süregelen bir diyalog olarak görüyoruz.


Craig Redman & Karl Maier


Renk, desen ve şeklin gelişen bir keşfine dayanan çok disiplinli sanat felsefenizi nasıl tanımlarsınız?


Yaklaşımımız yıllar içinde gelişti. Tasarım geçmişimiz, bizi daha grafik ve sadeleştirilmiş bir görsel üretme yöntemine yönlendirdi. Renk, her zaman işlerimizin büyük bir parçası oldu. Craig & Karl sadece ikimizden oluştuğu için, işlerimiz, ilgi alanlarımız ve kişiliklerimiz birlikte gelişebiliyor. Bu şekilde, çekildiğimiz farklı ve beklenmedik alanlara doğal olarak yönelebiliyoruz. Sürekli bir macera gibi hissettiriyor; çekildiğimiz şeylere doğru kayarken, kendimize ait olan temel bir unsuru koruyoruz.


Cosmos, Fotoğraflar: Craig & Karl


Craig & Karl olarak birlikte yaratma süreci nasıl işliyor? Farklı bakış açıları ve beceriler bir araya geldiğinde ortaya çıkan sinerji hakkında neler söyleyebilirsiniz?


Her zaman bir sohbetle başlıyoruz ve fikirleri sözlü olarak tartışıyoruz. Daha sonra bu fikirleri eskizlere dönüştürüyoruz ve hangisini ilerleteceğimize karar veriyoruz. Kimin ne yaptığına dair kesin bir ayrım yok. Sonuç her zaman en önemli odak noktasıdır ve her birimiz gerektiği şekilde katkıda bulunuyoruz, ister bizzat işin içinde olun, ister bir fikir ortağı olarak. Projeden projeye değişir ama genelde her iki taraf da biraz katkıda bulunur.


Renk kullanımınız çok kendinden emin, bunu nasıl geliştirdiniz?   


Her zaman cesur renklere ilgi duyduk ve zamanla bu, işlerimizin imza niteliğinde bir öğesi haline geldi. Aynı renk paletini tekrar tekrar kullanıyoruz, bu da basit bir grafikle büyük ölçekli bir enstalasyon arasında geçiş yapsak bile her şeyin uyumlu olmasına yardımcı oluyor. İnsanların içinde hareket edebileceği immersive (sarmalayıcı) alanlarda rengin etkisini seviyoruz.


Prismatic, Fotoğraflar: Craig & Karl


Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar sizi en çok heyecanlandıran çalışmanız hangisiydi?


Çok sevdiğimiz işlerden biri, Londra'nın Canary Wharf bölgesindeki Mini Golf adlı kamusal enstalasyon. Bir sanat enstalasyonunun havasını taşıyor ama aynı zamanda oynanabilir bir mini golf sahası ve tamamen etkileşimli bir deneyim sunuyor. Sanatımızı, insanların gerçekten oyun oynayarak ve eğlenerek etkileşimde bulunabileceği bir forma dönüştürdüğümüz ilk deneyimimizdi. Bu özellik, enstalasyonun ayrılmaz bir parçasıydı.


Mini Golf, Fotoğraflar: Craig & Karl


Çalışmalarınızın arkasındaki ilham kaynaklarından biraz bahsedebilir misiniz? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde merakla takip ettiğiniz isimler kimler? 


İlham kaynaklarımız her yerden gelebilir. Haberlerde okuduğumuz bir şey, bir tablonun kompozisyonu ya da bir televizyon programında geçen bir cümle bile yeni bir fikri tetikleyebilir. Birçok farklı şeyi özümseyip kendi süzgecimizden geçiriyoruz. Aynı zamanda galerilerde gezinmek ya da arkadaşlarla takılmak gibi gerçek hayattaki deneyimler de bizi tetikleyebiliyor. Hayranlık duyduğumuz sanatçılar arasında Jonas Wood, Carol Bove, Ugo Rondinone, Matt Connors ve Nicolas Party gibi isimler var. Genel olarak çok fazla düşünmeden, zevklerimizin peşinden gitmeye çalışıyoruz.


Gelecek için heyecanlı mısınız? Planlarınızda neler var? 


Şu anda üzerinde çalıştığımız projelerden biri, gelecek yıl Avustralya'da, okuduğumuz üniversiteye bağlı bir müzede gerçekleşecek olan bir sergi. Oraya davet edilmek bizim için çok heyecan verici. Eğlenceli bir eve dönüş niteliği taşıyacak.



BASILI EDİSYONLARI KEŞFEDİN

bottom of page