Sanatçı ve tasarımcı Melek Zeynep Bulut’un “Duo” adlı eseri, sanatçının deneysel mekân kurgusu pratiğinin bir uzantısı olarak dünya sahnesinde karşımıza çıkıyor. Bulut’un kısa sürede üç uluslararası ödülün sahibi olan ve çok ses getiren Açık Anıtlar serisinin devamı niteliğindeki “Duo”, dualite kavramını yenilikçi bir bakış açısıyla ele alıyor. Eser, temel bir mimari unsur olan tonoz, ancak bu tonoz mikrofonlar, reflektörler, akrilik yansıtıcılar, ışığın kurgusu ve seslendirmelerle çok duyulu bir sahne hâline geliyor ve ziyaretçi ile şekilleniyor.
Melek Zeynep Bulut’un üretimlerinde karşımıza çıkan duyusal ve ziyaretçiyi esere dahil eden mekân, kent deneyleri “Duo”da da kendini gösteriyor. Eserin ikonik Painted Hall’a yerleşimi “mekân içinde ikinci bir mekân” olarak kurgulanıyor ve bununla içinde var olduğumuz bedeni bir çeper kavram olarak tekrar ele almaya güçlü bir atıf yapıyor.
“Mekânı temelde belki bir çeper olarak tanımlayıp, analiz etmek için de ilk çeperimiz olan ‘beden’i referans alacak olursak; yer yer katı bir kütle gibi algılanabilir ancak bir algılayıcı, duyular aracılığı ile iletişim kuran ve yaşamı sürdüren bir sistemdir. Sesler üreterek uyaranları algılar ve cevap verir, sıcaklık-soğukluk ve benzer çeşitli etki-tepki mekanizmalarını hissetmemizi sağlayan duyusal reseptörlere sahiptir, bu da yaşamla iletişimi ve dolayısıyla yaşamı sürdürücü etkidir. İçinde yaşadığımız bu çeper ‘kütle’; mekânı, dünyadaki diğer tüm çeperleri de yorumlama biçimimizi belirliyor. Ve “Duo” bir çeper, bir deneysel mekân, bir algı deneyi olarak bu çerçeveden konuya yaklaşıyor.”
Londra Tasarım Festivali iş birliği ile ve yılın Landmark Proje’lerinden biri olarak tanıtılan eser Birleşik Krallık’ta Greenwich’te yer alan ve Başlangıç Meridyeni olarak kabul edilen, Unesco Dünya Miras Listesi’nde ikonik Painted Hall’de sergilendi.
