Global teknoloji ve ses şirketleri için tasarımlar üreten 3D sürreal sanat ve karakter tasarımcısı Oğuz Yaron Doğru ile çalışmaları ve kripto sanat üzerine sohbet ettik.
Oğuz Yaron Doğru kimdir, biraz kendinden bahseder misin?
Avrupa'nın finans merkezinde doğan, çoklu kültüre sahip bir aileye beklenmedik bir anda gelerek sürpriz yapan, çocukluğundan beri renklere aşık, fazlasıyla neşeli (Yaron isminin anlamı: Neşe dolu), hayvanları çok seven ve çocukluğundan beri gördüğü her hayvanı sahiplenmeye çalışarak ailesini bezdirmiş, çok erken yaşlardan itibaren hayvan ve insan psikolojisiyle ilgili analizlere sahip, 5 dil konuşabilen ancak bu diller arasında Japonca ve İbranice'de bazı yazım hataları yapan, doğayı çok seven ve saygı duyan, dünyanın pek çok ülkesini ve kültürünü ziyaret etmiş olan, yani seyahatleri çok seven, 5 yıl bale yapmış, dövme bağımlısı ve ilerleyen dönemlerde vücudunu tamamen sanatsal dövmelerle donatmaya and içmiş, kısacası dünyayı kimsenin sınırlarına dokunmadan oyun alanı olarak gören biriyim.
University of Bristol'da Psikoloji eğitimine devam eden bir sanatçı olarak dijital sanatla tanışma ve kendine özgü görsel dünyanı oluşturma sürecin nasıl gelişti?
Kendimi tam anlamıyla dijitale ve dijital sanata vermek için okulumu bir süreliğine dondurdum. Tabii ki okulumu bitireceğim ve kimseye örnek teşkil etmiyorum, bunu söylemek isterim. Çocukluk dönemimden beri çok fazla çizgi film, PlayStation oyunları, PC oyunlarıyla çok ilgiliydim ve her defasında "Şöyle bir karakter olsa veya hikaye şuradan sonra böyle devam etse" diye düşünürdüm. İnternet çağının çocuklarından biri olarak dijital sanatla tanışmam zor olmadı. Okuluma giderken bir Instagram hesabı açtım ve yaptığım kolajları bu hesaptan paylaşmaya başladım. Ardından 3D'yi merak ettim ve öğrendim. Tabii ki bunları eğitim alarak yaptım. Oldukça tatmin edici dönüşler alınca da devam etmem gerektiğini düşündüm ve şimdi buradayım. Kendi sanat dünyamda tamamen hayal ettiğim kompozisyonları ve karakterleri yaratıyorum. Karakterlerimden bahsedecek olursam, onların hepsi benim sürreal hayal dünyamdaki farklı yüzlerim. Olduklarım veya olmak istediklerim.
Japon mitolojisinden ilham alarak ürettiğin "Love in Minimalism" adlı son NFT serin çok ilgi gördü. Bu serinin hikayesini senden dinlemek isteriz.
Daima Japonya, Japon Kültürü, Japon Mutfağı, Japonların teknolojik anlamda tüm dünyadan çok ileride yaşamaları vb. hep ilgimi çekmiştir. Sırf bu merakımdan dolayı özel bir Japonca öğretmeninden tam 1 buçuk yıl Japonca dersleri aldım. Londra'dan 2017 yılında Japon Mitolojisinin gayet ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı bir kitap almıştım ve bu kitap kütüphanemde gözüme çarptı ve yeniden okumaya başladım. Ardından kesinlikle Japon Mitolojisi ile ilgili karakterler yaratmalıyım dedim. Ve sonra bu koleksiyon ortaya çıktı. Koleksiyonda ki karakterlerin isimleri yine Japon Mitolojisinde tehlikeli 2 kız kardeş ve tanrıça olan Izanami ve Uzume'den geliyor. Aslında bu seride artık Japonya'yı tam olarak anladığımı, dillerini konuştuğumu ve ziyarete veya yerleşmeye hazır olduğumu kutlamak için yarattım. Ve bu 2 karakter yakında çok sevilen bir Japon moda markasının yüzleri olacaklar. Evet, tam olarak hedefi 12'den vurdum diyebilirim.
Samsung ve Interscope Records gibi birçok dev marka ile iş birlikleri yaptın ve çalışmaların uluslararası birçok platformda yer aldı. Bunlar arasında seni çok heyecanlandıran çalışman hangisiydi?
Samsung'a sanat anlamında uzun süredir içerik üretiyordum, bir grup sanatçı arkadaşımla beraber. Sonrasında Samsung yeni QLED 8K televizyonlarını benim çok sevilen "Bulletfly" adlı çalışmamla tanıttı. Günlerce başta İsrail olmak üzere pek çok lokasyonda çalışmam gösterildi ve web sitelerinde yine televizyonların ekranında benim parçam vardı. Ardından Samsung'dan Uluslararası Samsung Sanat Elçiliği teklifini aldım ve bir süredir Samsung'un dünya çapındaki sayılı sanat elçisinden biriyim. Samsung'la çalışmak gerçekten büyük bir keyif. Şunu da eklemeliyim: Türkiye'de gerçekleşen o korkunç yıkıcı depremde hemen genel merkezle iletişime geçtim ve Türkiye'ye yüzlerce Samsung ürünü yolladılar, bunu hayatım boyunca unutmayacağım. Bu yüzden Samsung'un yeri bende çok ayrı. Interscope'da ise yapım şirketlerine bağlı olan sanatçıların konser etkinliklerinde yayınlanmak üzere 6 sanatçı arkadaşımla birlikte içerikler üretiyoruz. Puzzle gibi düşünebilirsiniz, sürekli sanatçı arkadaşlarımla dosya transferlerimiz oluyor ve herkes kompozisyona uygun bir şekilde kendi hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
Tasarım sürecinde analog ve dijital tekniklerin hangisine daha yakınsın?
Tamamen dijital. Kağıt ve kalem neredeyse hayatımda yok diyebilirim. Onların yerine iPad'im ve Apple kalemim var.
Kripto sanatın geleceği hakkında ne düşünüyorsun? Sanat dünyasında kripto sanatın önemi artmaya devam ederken, sence kripto sanatın geleceği nasıl şekillenecek?
Her ne kadar şu an ön göremesem de kripto sanat bambaşka düşünce ve hayal ettiğimizin ötesinde bir yere gidecek. Kripto veya dijital sanatın bir çağı kapatacağını düşünüyorum. Evet, bundan şimdiden rahatsız olanlar var ancak dünya artık global bir köyden daha fazlası. Hele ki yapay zekayı örnek olarak ele alırsak, sanatta, bilimde, sosyo-kültürel hayatta vb. neler yapabildiğini veya yapabileceğini sadece bize gösterildiği kadarını bilebiliyoruz. Yani gelecek her anlamda hepimiz için fazlasıyla sürprizli.
Kripto sanat alanında çalışmalarını merakla takip ettiğin isimler kimler?
Çok fazla. Hem isimler hem de projeler. Beeple, Jason Ebeyer, Murat Yıldırım, Chewy Stoll, Laurel Charleston, Slime Sunday, Defaced Studio ve daha nice sanatçı arkadaşlarım.
Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?
Fazlasıyla heyecanlı, umutlu ve sabırsızım. Japonya'dan 2 arkadaşımla bir giyim markası kurmak için inşa sürecine başladık. Aynı zamanda Crypto.com'da çok ilgi gören Omer Yel ve Murat Akyol dostlarımla yarattığımız Gangverse Social Club NFT Koleksiyonuna ve yeni koleksiyon fikirlerine odaklanacağım. Yine Tel Aviv - İsrail'de orada ki arkadaşlarımla bir NFT Galerisi açıyoruz, kısa sürede faal hale gelecek ve tüm dünyadan dijital sanatçıları ve çalışmalarını galerimizde ağırlayacağız. Ve tabii gelen pek çok teklifi değerlendireceğim.