400’den fazla adadan oluşan küçük İskandinav ülkesi Danimarka’nın başkenti Kopenhag, dünyanın en mutlu ve sağlıklı şehirleri sıralamasında her yıl en üst sıralarda yer alıyor. Sıralamadaki yerinde sadece yüksek yaşam standardının değil aynı zamanda sürdürülebilir kentsel planlama ve tasarımın da rolü büyük. Şehrin kapsamlı bisiklet yolları ağı, geri dönüştürülebilen atık su sistemi, nüfusunun %83’ünün yeşil alan içerisinde yaşıyor olması gibi faktörler bu kentte yaşayan insanları sağlıklı ve mutlu kılıyor. Mutlu Kopenhaglıları daha mutlu ve sağlıklı yapmayı hedefleyen bir başka proje daha hayata geçiyor: Copenhagen Islands.
Danimarkalı tasarım stüdyosu Fokstrot ve Avustralyalı mimar Marshall Blecher tarafından yürütülen Copenhagen Islands projesi, şehirdeki kullanılmayan su arazilerini yeşillendirmeyi hedefleyen bir yüzer-park projesi. Statens Kunstfond (Danimarka Sanat Vakfı) tarafından finanse edilen ve desteklenen proje, “Parkipelago” olarak tanımlanan bir grup yüzer adadan oluşuyor ve yüzme, balık tutma, midye yetiştirme, bahçecilik gibi birçok yerel aktivite için platform görevi görmesi planlanıyor. Kişisel tekneler ve kanolarla erişilebilecek olan bu adacıklarda yerel halkın vakit geçirmesi hem de turistler için bir çekim merkezi olması noktasında önemli rol oynayacak.
Copenhagen Islands, diğer şehirlerdeki post-endüstriyel alanları harekete geçirme konusunda ilham olacak.
Projenin ilk aşaması her biri daha büyük bir ada oluşturmak için bağlanabilen dokuz adadan oluşuyor. Performanslar için sahne, kahve dükkanı, sauna, dalış iskeleleri, midye çiftlikleri gibi farklı işlevleri bir arada barındıran bu adacıklar, Kopenhag Limanı’nda kullanılmayan su bölgelerinde kamusal buluşma alanı yaratacak. Projenin gelişmekte olan liman bölgesini hareketlendirmesi planlanıyor.
Tipik bir şehir parkından farklı olarak adalar, kullanıcıların ihtiyaçlarına uyacak şekilde çeşitli düzenlemeler yapabilmeye imkan sağlayacak. Adalar, yaz aylarında limanın kullanılmayan bölgelerine dağıtılarak ardan sayıdaki kanolar ve liman kıyı şeridinin genel kullanıcıları için bir kaçış ve dinlenme görevi görebilecek. Kış aylarında ve özel etkinliklerde ise adalar bir süper kıta olarak birleştirilerek liman tarafından kolayca erişilebilen bir alan olacak. Orman İdare Konseyi tarafından onaylanan yerel kereste kaplı çelikten ve geri dönüştürülmüş yüzdürme elemanlarından üretilecek olan bu özel tasarımın tamamen sürdürülebilir bir kent olma hedefindeki Kopenhag’ı bu hedefine daha da yaklaştıracak.
Konseptin ilk prototipi CPH-Ø1, ortasında bir ıhlamur ağacı bulunan 200 metrekarelik tek bir platform olarak limana yerleştirildi. Halen faaliyette olan yapay ada, birkaç halka açık etkinliğe, küçük ölçekli sergilere ve pikniklere ev sahipliği yaptı. Bu yılın sonuna kadar üç adanın daha eklenmesi beklenen projenin ile diğer şehirlerdeki post-endüstriyel alanları harekete geçirme konusunda ilham olacağına kuşku yok.