James Dyson Vakfı tarafından her yıl düzenlenen ve sürdürülebilirlik odaklı bir mühendislik yarışması olan James Dyson Ödülü kazananı belli oldu. Bu senenin kazananı; yangınları gerçek zamanlı olarak ultra erken şekilde tespit eden IoT tabanlı, uydu bağlantılı bir sensör sistemi olan “ForestGuard 2.0” projesi ile Suat Batuhan Esirger oldu.
Dünya ortalamasına bakıldığında, termal kameralar, kuleler, İHA ve uydular ile yangın tespiti yapıldığında müdahale süresi gecikmiş oluyor. Normal şartlarda ilk 10 dakikada bir kova su ile söndürülebilecek bir yangın, tespit edildiğinde artık tonlarca su ile söndürülemez hale geliyor. Günümüzde yangınların tespit edilme süresiyse 90 dakika kadar sürüyor.
Orman Genel Müdürlüğü verilerinden yola çıkarak Türkiye’deki son 10 yılın orman yangını istatistiklerine bakıldığında hem sayıda hem de yanan alanda artış olduğu gözlemleniyor. Dikkat çeken bir başka noktaysa yangın sayısında olağanüstü artışın yaşanmadığı yıllarda dahi yanan alanın çok daha fazla büyüdüğü. 2021’de Ege ve Akdeniz bölgelerinde 28 Temmuz’da başlayan ve yaklaşık iki hafta süren orman yangınlarında 124 bin hektarlık ormanlık alan kül oldu.
Bu yılın James Dyson Ödülü Türkiye Ulusal Kazananı “ForestGuard 2.0” bu dünya problemini çözmeye odaklanıyor. Sistem, yapay zeka entegreli gaz sınıflandırması ile alev aldığında yetkilileri bilgilendirerek yangın yayılmadan müdahale etmelerini sağlıyor. ForestGuard, S-Band RF kanalı ile sensör-uydu iletişimini kullanarak ormanlarda bir ağ olarak çalışıyor. Modüller, gaz seviyelerini, sıcaklığı, nemi ve hava basıncını ölçebilen ve ayrıca farklı senaryolar için havayı analiz edebilen hassas, geniş spektrumlu sensörlere sahip.
Özel tasarlanmış kartlar Edge AI (Edge Yapay Zeka) özellikli olup, gereksiz çabaları azaltmak için orman yangını dumanını diğer emisyonlardan ayıran ML algoritmaları kullanıyor. Bu sensör modülleri, ağaçların büyümesine izin vermek için esnek kayışlar aracılığıyla ağaç gövdelerine monte edilebiliyor. Herhangi bir acil durum meydana geldiğinde, sensör modülleri toplanan verileri GeoStationary uydularına iletiyor, onlar da bu verileri Dünya'ya ve sunuculara aktarıyor. Sunucuda bir acil durum doğrulanırsa, yetkilileri ve itfaiyeyi harekete geçmeleri için bilgilendiriyor ve tepki süresini 15 dakikanın altına indirme fırsatı yakalanıyor.