Çin’deki Tai Dağı’nın dramatik manzarasına karşı kurulmuş yarım daire biçimindeki pencereye sahip “Hometown Moon” Şapeli; doğa, mimari ve maneviyatı bir araya getiriyor. Almanya merkezli mimarlık ofisi Syn Architects tarafından tasarlanan şapelin tören salonu, sahip olduğu çatı penceresi ile “asla batmayan bir ayı” çağrıştırıyor. Budizm felsefesinin özünü (uyum, kalıcılık, kapsamlılık ve sonsuzluk), Taoizm'den gelen boşluk kavramını ve Konfüçyüsçülüğün kültürel mirasını birleştirdiği için bina, bir yapı olmaktan çok şiirsel ve felsefi yaklaşımıyla mistik bir mabet.
“Hometown Moon”, ziyaretçilerinin Tai Dağı’nın eşsiz manzarasını keşfetmeye teşvik etmek ve çevredeki yerel köy halklarını bir araya getirmek için tasarlandı. Hemen yanında, bölgenin daha önceki cazibe merkezi ve bölgenin merkez noktası olarak hizmet veren, 2019 yılında GAD Line + Studio tarafından inşa edilen “Jiunvfeng Study on Mount Tai” isimli bulut formuna benzer bir pavilyon da yer alıyor. İlk zamanlarında başarılı olmasına rağmen, turistik cazibesinin yavaşlaması, eşsiz mimarisiyle bölgeyi yeniden canlandırması hedeflenen “Hometown Moon” şapelin gelişini hızlandırdı.
Şapel alanının kendisi, geceleri aydınlatılan yapısal sütunlarla taşınan çatı kanopisi ile büyük bir su havuzunun altına yerleştirilmiş açık beton bir yapı. Çatıda bulunan ince bir su birikintisi, "batan ayı" uzaktan "dolunaya" çeviren bir yansıma yaratıyor. Bu yarı yarıyalık, Yin ve Yang'ın ilkelerini, üstteki içbükey kabuk olarak yang ve altta bulunan yin'i temsil ediyor. Yingxi, “Burada, felsefi ikilik kavramı (varlık ve yokluk), mimarinin somut dili aracılığıyla benzersiz bir şekilde sergileniyor.” diyor. “Hometown Moon, Le Corbusier'in eskiden tarif edilemez bir alan dediği, önemli olan tek şeyin orada bulunma deneyimi olduğu bir yer.”
“Her mimarinin iki kaderi vardır: yıkılmak veya korunmak. Yok edilmeye isteksiz bir mimari yaratmayı dört gözle bekliyorum. Kariyerimin en yüksek başarısı olacak. Bu nedenle çalışmalarıma daha derin anlamlar yükleyeceğim ve kullanıcıları için daha duygusal bağlar oluşturacağım. Umarım ay böyle bir mimari olabilir. Zamanla kaybolsa bile, manevi dünyamızda var olmaya devam edecek” diyor Yingxi. Doğal çevresini minimum yapay rahatsızlıkla zarif bir şekilde ören yapı ziyaretçilerini bekliyor.
