Kopenhag’da yer alan ARKEN Modern Sanat Müzesi, yaz başından bu yana Danimarka'nın önde gelen çağdaş heykeltıraşlarından Eva Steen Christensen'in kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının bir dizi önemli eserinin yer aldığı sergi, ARKEN için özel olarak üretilen iki yeni heykeli de içeriyor.
Sergide, rollercoaster'ı andıran eğlenceli kıvrımlarla kıvrılıp dönen bir çit, pembe betondan dökülmüş bir çeşme ve ışıltılı pembe bir çiçekle karşılaşıyoruz. Eva Steen Christensen, matematiksel doğruluk ve eğlenceli bir hafiflikle, malzemelerde saklı anlam ve anı katmanlarını araştırıyor. Tanıdık nesnelerden, mimari unsurlardan ve sanat tarihinden imgelerden yola çıkan sanatçının çalışmalarında tanıdık şekiller, malzemeler ve fikirler, bildiğimizi sandığımız dünya algımıza meydan okumak için baş aşağı çevriliyor, yeniden işleniyor ve yeniden bir araya getiriliyor.
Eserlerinin çoğunda sanat tarihinin en ünlü eserlerinden bazılarına işaret eden Eva Steen Christensen, heykelleri ile Batı dünyasında bizi çevreleyen sanat ve kültürle diyalog halindedir. Sanatçı, “Female Nude” çalışması ile sanat tarihinin çıplak kadın bedeni tasvirlerine eleştirel ve feminist bir bakış atıyor. Çelik ve tekstilden yapılmış büyük soyut gövde, bizi içine girmeye ve malzemeye yaklaşmaya davet ediyor. Kasım 2022'de sanatçı, insanların eski kıyafetlerini ve diğer tekstil ürünlerini bağışlayabilecekleri açık bir dikiş atölyesi kurdu; isteyen herkes kumaş şeritlerinin birlikte dikilmesine yardımcı olabiliyordu. Tekstiller, soyut bir beden şeklindeki büyük bir metal iskelet etrafında bir araya getirildi -yeni bir 'ortak' beden ortaya çıktı. Malzeme sayesinde heykel, yapımına yardımcı olan tüm insanların hikayelerini taşıyor.
"Spheric Pink" - Fotoğraf: Lasse Dearman
Sergi, başlığını bir diğer yeni eser olan Hydra'dan alıyor. Başlık, güç ve dönüşümün bir imgesi olarak Yunan mitolojisindeki çok başlı, dişi deniz canavarına gönderme yapıyor. Başlık aynı zamanda Yunancada su anlamına gelen hydor kelimesine de gönderme yapıyor; hydor, vücudumuzda akan ve tüm canlıları birbirine bağlayan hayat veren bir madde. Sergilenen tüm eserler, zaman ve mekan ötesinde dünyaya olan ortak bağlılığımızı vurguluyor.