Kendine özgü görsel tasarım diliyle renkli ve eğlenceli işlere imza atan multi-disipliner tasarımcı ve illüstratör Murat Kalkavan ile çalışmaları üzerine kısa bir sohbet gerçekleştirdik.
Murat Kalkavan kimdir?
1983 İstanbul doğumluyum. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oldum. Reklam ajansları başta olmak üzere, çeşitli markalarla illüstrasyon projeleri geliştirmeye devam ediyorum.
Çizime olan merakın nasıl başladı? Çocukluk hayalin miydi yoksa sonradan yöneldiğin bir alan mı?
Çocukluğumdan beri çiziyorum, karikatürden illüstrasyona evrilen bir çizgi sürecim oldu. Çizmeye devam ettikçe bunu meslek edinebileceğimi gördüm ve bu amaçla üretmeye devam ettim.
Çizdiğini hatırladığın ilk şey neydi?
Tam hatırlamıyorum ama bir Noel Baba çizmiştim eve gidiyordu hediye çuvalıyla. Böyle bir şeye benziyordu hatırladığım kadarıyla:
Kendine özgü belirgin görsel bir dile sahipsin. Bu görsel dilin ortaya çıkış süreci nasıldı?
Çizgi tarzım çok farklı dönemlerden geçti. Mümkün olduğu kadar zamanın dilini özgünlüğümü koruyarak yakalamaya çalıştım. Özellikle kişisel projelerimde biçimsellik ile içeriği dengelemeye çalışıyorum. Ortaya çıkan iş estetik olduğu kadar bir anlam da ifade etmeli ve tutarlı olmalı.
Bunu sağlamak için, süreç boyunca kendime soracak doğru soruları bulmaya çalışıyorum. Şu an geldiğim noktada ‘tamam budur’ diyemiyorum, umarım hiç bir zaman da demem ve yaklaşımım devamlı evrilmeye devam eder.
Tasarım sürecinde analog ve dijital tekniklerin hangisine daha yakınsın?
İkisi de birbirini besliyor diyebilirim. Aslında içinde bulunduğumuz şu dönemde dijital - geleneksel kıyaslaması yapmanın pek bir önemi olduğunu da düşünmüyorum.
Seni freelance bir illüstrasyon sanatçısı olmaya iten neydi?
Öğrencilik dönemimden beri reklam ajansları için illüstrasyon projeleri ürettim. Hep freelance idim yani. Fakat çokça arkadaşım reklam ajanslarından ayrılarak kariyerlerine freelance olarak devam etme kararı aldılar ve başarılı da oldular.
Bence bu noktada önemli olan, değişen çalışma disiplini ve yaklaşımına ayak uydurabilmek. Freelancer olarak hayatta kalmak pek kolay değil ve bu süreçte ürünümüzü çok iyi analiz etmek, bir pazarlama stratejisi belirlemek ve markalaşmayı amaçlamak önemli. Bunun üzerine konuşulacak çok fazla detay var tabii ama freelance illüstrasyon kariyeri hedefleyenler için Alex Mathers’ın kitaplarını tavsiye edebilirim.
Apple, Huawei, Snapchat gibi birçok global markayla işbirliği gerçekleştirdin. Bu projeler içerisinde seni en çok heyecanlandıran hangisiydi?
Snapchat ve Huawei için yaptığım sticker setleri benim için çok keyifli projelerdi. Portfolyomda paylaşmak için sabırsızlandığım ve olumlu tepkiler aldığımız projeler oldu.
Görsel tasarımcı kimliğinin yanında üniversitede ders veren bir eğitmensin. Eğitmen kimliğinin tasarımcı kimliğine katkıları neler?
Evet, bir dönem özel bir üniversitede illüstrasyon dersleri verdim. Eğitmenliğin benim tasarımcı kimliğime direkt olarak katkısı olduğunu söyleyemem ama akademik anlamda bir eğitim vermek çok zahmetli ve deneyim gerektiren bir süreç, onu anladım. Bunu mesleğinizin bir parçası olarak kabul ederek bu yönde kendinizi geliştirmeniz gerekiyor.
Oyun illüstrasyonlarından sticker tasarımlarına görsel tasarımda çok farklı alanlarda aktifsin. Denemek istediğin yeni şeyler var mı?
Seramik malzeme ile bir orman / hayvan serisi yapmak gibi bir niyetim var bunun için uzun zamandır kendime vakit yaratmaya çalışıyorum.
Stüdyonda çalışırken olmazsa olmazların neler?
Çalışırken tüm odağım işte oluyor, bazen müzik bile açmıyorum. Proje rahatladığında arkada podcast, dizi, müzik açıyorum. Değişmeyen şey, öğlene doğru bir kahve.
Gelecek planlarında neler var?
Gelecek için çok fazla plan yapan birisi değilim ama benden sonra kalıcı olacak insanlara ilham verecek işler bırakmak isterim arkamda.
Seramik sanatçısı Aylin Bilgiç ile birlikte hazırladıkları "Kabile" koleksiyonu
