Cesur formları ve kendine özgü renk paletiyle dikkat çeken çağdaş tasarım stüdyosu El Quinto'nun kurucusu tasarımcı Hazal Kızıltoprak ile El Quinto serüveni üzerine kısa bir sohbet gerçekleştirdik.
Hazal Kızıltoprak kimdir?
Bu soruya epey zor cevap veren biriyim. Henüz 30 senedir hayattayım. Renklerden, müzikten, danstan, gülmekten hoşlanırım.
Tasarım stüdyonla başlayalım sohbete dilersen. El Quinto İspanyolca "Beşinci" demek.
Bizim platformumuz Mercado'nun ismi de İspanyolca'dan geliyor. (Bu nedenle fazlasıyla
sempati duyduğumuz bir durum oldu:) El Quinto serüveni nasıl başladı?
Evet, İspanyolca uyumumuz harika! Ama açıkçası İspanyolca bilmiyorum :) El Quinto İspanyolca “beşinci” demek ve küçüklüğüme dair fantastik bir hikayesi olduğu için bu ismi seçtim. Markayla özdeşleşen bir anlamı yok; ancak hikayesi olan bir şeyden hiçbir zaman sıkılmayacağımı biliyordum. Dolayısıyla El Quinto’yu kendime isim olarak seçtim.
El Quinto serüveni, hep varolan bir şeydi diyebilirim; çünkü kendimi bildim bileli, çeşitli onlarca malzemeyle haşır neşir oldum. Bunlardan yarattığım şeyleri belli bir yola sokmak ve üretime geçmek ise 2012’de başladı. Epey klişe olacak ancak; aradığım gibi takılar bulamıyordum! İstediğim cesur renklerde, üzerinde metal malzeme barındırmayan ve “kibar” gözükme kaygısı gütmeyen takılardan bahsediyorum... Bendeki tüm bu verileri bir araya getirince, ilk koleksiyonu hızlıca oluşturdum ve El Quinto bu sayede ortaya çıktı.
Keskin formlar ve iddialı renk paletleri zaten bize sonsuz seçenek veriyor. Kendimize bir sınır çizmediğimiz müddetçe dağılma olasılığı hep var. Bu dağınıklığı en aza indirgemek, El Quinto’nun tasarım algısında oldukça belirleyici.
El Quinto, İspanyol ve Meksika mimarisine ve görsel diline renk, form ve dokusuyla atıfta
bulunuyor. Markanın tasarım dilini biraz anlatabilir misin?
Çok doğru; El Quinto’nun tam olarak etkilendiği renkler, formlar ve dokular İspanyol ve Meksika mimarisinde çok ön planda. Ancak bunları zaman zaman daha minimal bir tasarım anlayışıyla da buluşturmayı seviyorum. Renkler ve formlar tabi ki direkt ilgiyi çeken şeyler oluyor El Quinto’yu ilk kez gören biri için. Bu yüzden esas çıkış noktamdan, tasarım dili olarak bahsedebilirim sanıyorum: “Az malzeme, çok yaratıcılık getirir” - Malzeme merakımı, biraz içimde tutmaya çalışarak, bunun üzerinden tasarım anlayışımı da geliştirdiğimi düşünüyorum. Keskin formlar ve iddialı renk paletleri zaten bize sonsuz seçenek veriyor. Kendimize bir sınır çizmediğimiz müddetçe dağılma olasılığı hep var. Bu dağınıklığı en aza indirgemek, El Quinto’nun tasarım algısında oldukça belirleyici.
Tasarım sürecinde analog ve dijital tekniklerin hangisine daha yakınsın?
Kesinlikle analog! Dijitale şaşılacak derecede uzağım sanırım...
El Quinto bir takı markası olarak başladı ancak daha sonra koleksiyona kişisel
aksesuarlar ve yaşam alanı objeleri de eklendi. Bu çeşitliliğe giden süreç nasıl gelişti? Farklı
alanlardaki El Quinto tasarımlarınız nasıl geri dönüşler aldı?
Biraz gelen talepler doğrultusunda oldu. “Yaptıklarınızı çok seviyorum, ama o kadar renkli/büyük şeyleri üzerimde taşıyamam gibi geliyor” diyenler önemli bir çıkış noktası :) Çok normal geliyor; her an iddialı formları takmak-kullanmak zor olabilir. Bir yandan da her zaman “Daha büyük El Quintolar yapmak istiyorum!” diyordum. Yani aslında talep “daha küçük olsun”dan yanayken, daha büyüğü daha farklı işlevde yapmanın da bir çözüm olabileceğini farkettim. Ayrıca renklerin yaşam alanlarına daha fazla dahil olması da epey mutluluk verici bana kalırsa. Beklediğimden çok daha güzel geri dönüşler oldu. Daha geniş bir kitleye ulaşabildi El Quinto bu sayede. Hatta görünen o ki, artık takı koleksiyonlarında modelleri daha limitli tutup ev objelerinde artışa gidebiliriz.
İlerleyen dönemlerde farklı ürünler de eklenecek mi?
Evet!
Stüdyonda çalışırken olmazsa olmaz dediğin neler var?
İçme suyu, çeşme suyu ve müzik :)
İlham tazelemek için neler yaparsın?
“İlham” epey romantik bir şey; dolayısıyla gerçekten bu tarafımı besleyen şeylere yöneliyorum. Çok yorulana kadar dans etmek, karşılıklı birbirimizi güldürdüğümüz arkadaşlarımla bir araya gelmek, tek başıma uzun yürüyüşler yapmak, kimseye okutmayacağım yazılar yazmak benim için romantik şeyler. Bunların bana ilham verdiğini söyleyebilirim.
Gelecek planlarında neler var?
Gelecek planı yapmanın biraz uydurulmuş bir yaşam yönlendirmesi olduğunu düşünüyorum. Yalnızca, El Quinto’yu iyi hatırlanabilir kılmak istiyorum.