Geçmiş, gelecek ya da sadece rüyalara ait bir evrenden illüstrasyonlarıyla tanınan Cory Feder, aynı zamanda fotoğraf, müzik, animasyon üretmekle ilgileniyor. Dövme yapıyor, yürüyüşlerinden topladığı imajları çizimlerine konu ediyor, gezi deneyimlerini çizgi romana dönüştürüyor. Yarattığı birçok çalışma ve boyutun sihirle karışık tanımsızlığını Feder ile konuştuk.
Çizim, heykel, müzik ya da animasyon – yaptığın her şey gördüğün bir rüyayı tasvir ediyormuşsun gibi okunuyor. Hikâye anlatıcılığın nasıl gelişti? Ona nasıl büyü ekledin?
Gençken rüya evreni ve onun gündelik hayatımızdaki rolü beni büyülerdi. Uykuda geçirilen ortalama sürenin insan ömrünün yaklaşık üçte biri olduğunu öğrendiğimi ve bundan gerçekten etkilendiğimi hatırlıyorum; bu veri bana bildiğimiz gerçekliği sorgulattı. Sanırım insan bilinçaltına olan bu ilgi çalışmalarımda hala çok belirgin, belki de neyin gerçeklik kabul edildiğine dair sorgulamalarım hala devam ediyor. Bu sorgulamanın kendisi ve hayatta olmanın gizemini anlamaya yönelik sürekli merakım büyünün özgürce var olması için alan yaratıyor.
Hikâye anlatıcı olmak için sıradanın estetiğine odaklanıyorsun. Sıradanın sihrini çıkarmak neden ilgini çekiyor?
Tüm mucizelerin ve sihrin sıradan olanın içinde ve göz önünde bulunabileceğine inanıyorum. Varoluşun kendisi bir mucizedir ancak bu fikir genellikle iş, ilişkiler gibi nedenlerle ortaya çıkan kaygılar, korkular ve şüpheler arasında kaybolur. "Sıradan" olarak gördüğümüz şeylere bakmak ve bu gerçekliği oluşturan her şeyin nasıl meydana geldiğini gerçekten düşünmek, onu olağanüstü kılan şeydir. Bazı insanların hayatınıza nasıl girdiğini ve geçmişteki hikayelerini düşünmek; evinizdeki nesnelerin tarihini ve onları kimin yaptığını veya hayatınıza girmeden önce var oldukları tüm yerleri imgelemek, zamanın basit bir anında birden fazla hikâyenin nasıl birleşebileceğini izlemenin harika bir yoludur. Bunun hem üretirken hem de yaşarken zorunlu olan ruhani bir pratik olduğunu düşünüyorum.
"Hikayeleri birbirinden çok farklı görünen iki soydan gelen – Kore ve Yahudi kimlikli- biri olarak farklı disiplinlerde çalışmanın bu deneyime paralel olduğunu düşünüyorum. Her mecra çok farklı bir şekilde sunuluyor ancak her bir çizgi daha büyük bir dokumaya bağlanıyor."
Kullandığın mitler ve semboller senin kimliğine dair farklı referansların sentezinden oluşuyor. Kendi dilini yarattığın ikonografinin mizahına dair yorumun nedir?
Çoğu zaman kendi atalarımızın hikayesinin ikonografisini anlamaya çalışırken tercüme edilmiş halk hikayelerini okumak veya ciddi bir öğrenme tutumuyla tarihe aşırı takılmak göz korkutucu ve uyumsuz bir süreç olabilir. Mizah, sembollerin tarihte ne anlama geldiğini ve kendi hayatınızda ne anlama gelebileceğini anlama sürecinde aşinalık ve samimiyet yaratmak için harika bir araç. Özellikle diaspora insanları için, mitleri ve sembolojiyi anlamaya çalışırken ortaya çıkan çok fazla keder olduğunu düşünüyorum. Bu noktada mizah bir şeylerin kaybolduğunu kabul etmek için hayati önem taşıyor, ancak yine de geleceğe taşınmak için içinde anlam barındırıyor.
Farklı farklı disiplinlerde üretim yapmaya dair motivasyonun nedir?
Hikayeleri birbirinden çok farklı görünen iki soydan gelen – Kore ve Yahudi kimlikli- biri olarak farklı disiplinlerde çalışmanın bu deneyime paralel olduğunu düşünüyorum. Her mecra çok farklı bir şekilde sunuluyor ancak her bir çizgi daha büyük bir dokumaya bağlanıyor. Farklı mecralarda çalışmak çoğu zaman bir deneyimin diğerini beslediği yolları ortaya çıkarıyor ve ben bunu hem kendi kimliğimde hem de insanların birbirleriyle nasıl ilişki kurduğuna dair daha büyük bir resimde hissediyorum. Ayrıca keşfettiğim mecra ne olursa olsun merak duymaya ihtiyacım var ve bu yüzden bir mecrada çok uzun süre kalırsam kendimi durgun ve huzursuz hissetmeye başlıyorum. Merak benim için çok önemli.