Ateş Alpar’ın “Taş Kabuk Sessiz” sergisi 15 Temmuz’a kadar Merdiven Art Space’de.
“Taş Kabuk Sessiz” belirli bir havzanın hikayesi üzerinden doğal ve toplumsal tahribatı belgeliyor. Pratiğini bu odaktan yürütmenin senin için belirleyicisi ne oldu?
Üretim sürecim hayat deneyimlerimle şekilleniyor diyebilirim. Hasankeyf’te olanları bölgeden olan bir sanatçı olarak belgelemem ve bunu bir güncel sanat pratiği olarak aktarmam olağan akışında işleyen bir durum. Yaşamımda mesele ettiğim konular üretim sürecimi de belirliyor. Binlerce yıllık tarihi olan bir bölgenin yok edilişine adeta hafıza kırıma uğratılışına, kişisel tarihimin kesiştiği bu coğrafyada yaşananlara kayıtsız kalamazdım. Ve sonuçta “Taş Kabuk Sessiz” ortaya çıktı.
Geniş bir üretim zemininde çalışan biri olarak ilk kişisel serginin fotoğraf, video gibi kayıtla ilgili pratiklerde olması hazırlık dinamiğinde nasıl şekillendi?
“Taş Kabuk Sessiz” serisini 2018-2023 yılları arasında ürettim. Bu zaman dilimi içinde, 2022 yılında 5. Mardin Bienali ile eş zamanlı olarak “Yıkıntılara Bakmak” isimli bir performans gerçekleştirdim. Farklı mecralardaki üretimlerimde bir tür kayıt altına almayı ve hafızayı geri çağırmayı deniyorum. Fotoğraflarım, videolarım ve performanslarım çoğu zaman birbiriyle konuşuyor birbirine söz paslıyor. Dolayısıyla bu sergiye hazırlık sürecimin ilk bölümü, yıllar içinde birbirini kesen işlerimle gerçekleşti.
Geçtiğimiz sene Mardin Bienali’ne paralel performansın “Yıkıntılara Bakmak” da Hasankeyf başlığından hatırlama ve hatırlamayı amaçlıyordu. Çalışmalarını farklı zeminler eşliğinde uzun yıllara yayılarak incelemenin pratiğindeki karşılığı nedir?
Uzun süre bir seri üzerinde çalıştığımda konuyu özümsemem, konuyla kişisel ve tarihsel bağ kurmam daha kolay oluyor. Hasankeyf özelinde ise apaçık bir dönüşüme şahitlik ettim. Bölgeye her gittiğimde aynı “manzara” çok hızlı bir şekilde değişiyor ve farklılaşıyordu. Bu sadece suyun yükselişini görmek değildi. Suyun yükselişiyle birlikte kültürel mirasın ve doğanın tahribatı, insanların ve hayvanların göçe zorlanması söz konusuydu. Sonuç olarak, “Taş Kabuk Sessiz” serisi bölgeye bir kez gidilerek oluşturulamazdı.
Sergi sonrasında bu merkez üzerine sürdürdüğün inceleme devam edecek mi?
Şu anda böyle bir planım yok. Ama yarın ne olur bilemem.