Antik Yunan filozofu Platon, mağara alegorisinde gerçek dünyanın gölgelerden başka bir şey olmadığını iddia ettiyse de tasarımcı Antoni Arola, İspanya merkezli aydınlatma üreticisi Simon için geliştirdiği Fiat Lux 3 projesinde bunun tam tersini öneriyor. İspanya’nın Madrid şehrinde yer alan Villa Fernán-Gómez Kültür Merkezi içinde bir duman makinesi, lazerler ve farklı objeler kullanılarak “var olmayan alanlar” yaratılması amaçlanan sergi büyük ilgi görüyor.
İlk kez 2020 yılında Barselona'da sunulan enstalasyon yer değiştirdikçe gelişerek farklı mekânlara uyum sağlıyor. Işık, ses ve koku ise adeta enstalasyonun malzemeleri haline gelerek bu kısa ömürlü kurulumun parçalarını oluşturuyor. Arola sergi hakkında, “Fiat Lux, ziyaretçiye bir yanılsamanın parçası olduğunu hissettirme arzusuyla duyu ve bilinci uyandırmak için yaratılmış sürükleyici bir projedir.” diyor. Var olmayan alanlar birdenbire ortaya çıkar, mutasyona uğrar, karışır, keser, diyalog kurar ve kapanır. Görsel, işitsel ve ruhsal duyarlılıkların bir karışımı yaratılarak yavaş yavaş soyut gerçekliğe yaklaşılır.
Serginin konumlandığı mekânda içeriye dolan dumanı kesen iki boyutlu ışık düzlemleri öne çıkıyor. Bu iki boyutlu düzlemler, tasarımcının mekânda ziyaretçiler tarafından kesintiye uğradıkça değişen ve hareket eden yapı elemanları olarak tanımladığı ışıktan duvarları oluşturuyor. Arola, “İşlev, hem sahneleri düşünmek hem de ortaya çıkıp kaybolan fiziksel ögeler ve hacimlerle aktif olarak etkileşim kurmak için uzayda özgür bir yolculuktur.” diyor.
Enstalasyonun merkez noktasında yavaşça dönen bir motor üzerine yerleştirilmiş bir ağaç bulunuyor. Lazerler ise ağaca bakacak şekilde yerleştirilmiş. Düzlemler ağacın dönen dallarıyla temas ettikçe ışık şeritlerinin ortaya çıktığı muhteşem görüntüler ziyaretçileri büyülüyor. Tavandan sarkan ahşap paneller ve ekipman stantları ise ışık yollarını keserek mekânda açıklıklar oluşturuyor. Tüm bunlara ek olarak, Mans O’nun ses düzeni, ziyaretçilere sürükleyici bir deneyim sağlamak için ışık kurulumuyla eşleştirilmiş.
Simon ve Arola bu proje ile tasarladıkları, ürettikleri ve pazarladıkları çözümlerin ötesine geçerek ışık kültürüne katkıda bulunuyor; böyle bir proje ile işbirliği yaparak ışığı görmemizi, hissetmemizi ve anlamamızı sağlıyorlar.