2020 senesi dünyanın unutamayacağı şanssız bir yıl oldu. Senenin ilk yarısı pandemiyle mücadele eden dünya, ikinci yarısında ise büyük bir belirsizlik içinde. Bu seneyi en şanssız geçiren ülkelerin başında Brezilya geliyor. COVID-19 nedeniyle sağlık sistemi ağır darbe alan ülke, salgınla başarısız bir sınav veriyor. Pandemi olmasaydı 2020 için UNESCO tarafından Dünya Mimarlık Başkenti ilan edilen Rio de Janeiro’da birçok tasarım ve mimarlık etkinliği gerçekleşecekti ancak bütün uluslararası organizasyonlar iptal edildi.
Dünya Mimarlık Başkenti, UNESCO’nun dünya mimarlarını temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) ile kurduğu yeni bir girişim. Girişim, yerel ve ulusal hükümetler, medyaya ve topluluklar ile kentleşme, iklim değişikliği ve mimari mirasın korunması gibi günümüz kentlerinin karşı karşıya olduğu büyük zorlukların üstesinden gelmeleri için birlikte çalışmayı hedefliyor. Rio De Janeiro da bu girişimin ilk metropol başkenti ünvanını aldı. Organizasyonlar iptal edildi ancak Mercado ekibi 2020 Dünya Mimarlık Başkenti olarak Rio de Janeiro’da görülmesi gereken 5 mimari tasarımı sizler için sıraladı.
Museum of Tomorrow, Santiago Calatrava
İspanya’nın neofütüristik mimarlarından Santiago Calatrava imzalı Museum of Tomorrow, Rio de Janeiro’nun hızla gelişen Puerto Maravilha mahallesinde yer alıyor. Yerel Carioca kültüründen ilham alan tasarımı ile şehir ve doğal çevre arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Bilim ve teknoloji müzesi olan yapı 5000 metrekarelik kalıcı ve geçici sergi alanlarının yanı sıra 7600 metrekarelik bir plazayı da içermekte. Yapının en göze çarpan elemanı Guanabara Koyu’na doğru genişleyen konsol çatı uzantısıdır. Binayı çevreleyen ve rıhtımdaki suyu filtrelemek ve temizlemek için kullanılan havuz yarattığı yansıma ile yapının adeta milyonlarca yıl öncesinden gelen canlı bir varlık izlenimi yaratıyor. Calatrava’nın alışık olduğumuz formlarının yerel ilhamlar ve çevresel parametrelerle şekillenmiş hali olan yapı açıldığı 2016 senesinden bu yana Rio de Janeiro tasarım dünyasında önemli bir yer edindi.
Cidade das Artes, Christian de Portzamparc
2013 yılında inşaatı tamamlanan Cidade das Artes, şehrin yeni gelişen bölgelerinden Barra da Tijucada yer alıyor. Son dönemde adını Seul’de tasarladığı Dior mağazasıyla* duyduğumuz Fransız mimar Christian de Portzamparc imzalı yapı, Brezilya Senfoni Merkezi’nin ana merkezi olması ve kültürel etkinlikler için tasarlandı. Tipik bir Brezilya evinin arketipi ilham alınarak tasarlanan bina, 1.780 koltuklu Güney Amerika kıtasının en büyük konser salonuna sahip. Yerden 10 metre yükseklikte tüm birimleri birbirine bağlayan bir terasa sahip olan brüt beton yapı Portzamparc’ın kült eserlerinden birisidir.
Refettorio Gastromotiva Cafeteria, METRO Arquitetos Associados
Listedeki diğer yapılara kıyasla bu listede olması tartışılır olsa da Refettorio Gastromotiva, Mercado ekibi için bu listenin olmazsa olmazı. 55 günde inşaatı tamamlanan 450 metrekarelik bu yapı restoran ve gastronomi okulu olarak hizmet vermekte. Bu proje, Michelin yıldızlı İtalyan şef Masimo Bottura’nın restoranlarda ve marketlerde atılan ürünleri sofistike ve besleyici yemeklere dönüştürerek küresel gıda atıklarıyla mücadele etmeyi amaçladığı “Soul For Soul” girişiminden ilham alıyor. Büyük bir evsiz nüfusa sahip Lapa Arches ve Aterro Do Flamingo bölgeleri arasında yer alan restoran, projenin bir parçası olarak gündüz verdiği özel gastronomik yemekleriyle gelir elde ederken akşam saatlerinde evsizler için ücretsiz akşam yemeği çıkarıyor. Şehrin ana caddelerinden birinin bitişinde yer alan restoran, kamusal alanlarla ve çevredeki insanlarla bağlantıları güçlendirmek için tasarlandı. Mutfak 50 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğinde uzun ve dar bir alanın merkezinde yer alıyor. Tek bir hacim içerisinde mekânsal organizasyonlara ayrılan bina, restoranın herkese açık ve erişilebilir olmasını vurgulayan yarı saydam polikarbon panellerle kaplı. Sosyal sürdürülebilirlikte tasarımın rolü konusunda önemli bir örnek olan bu yapı, 2020 Dünya Başkenti olan şehirdeki önemli sosyal sorunlardan birine sürdürülebilir bir çözüm bulması nedeniyle listenin önemli mimari yapılarından.
Niterói Çağdaş Sanat Müzesi, Oscar Niemeyer
MAC olarak da bilinen Niterói Çağdaş Sanat Müzesi, modern mimarinin önde gelen isimlerinden Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlandı ve 1996 yılında inşaatı tamamlandı. Şehrin simgelerinden birisi olarak kabul edilen bu ikonik yapı, Niemeyer’in sade ama gösterişli tasarım anlayışının en güzel örneklerinden birisi olarak kabul ediliyor. Niemeyer’in şiirsel anlatımıyla “Kayalardan yükselen bir çiçek gibi” bir forma sahip olan 16 metre yüksekliğindeki yapı, dönen, 98 metre uzunluğunda kırmızı bir rampa ile erişilen bir meydana açılıyor. MAC’in belirgin ikonik formu, ülke içinden ve ülke dışından birçok ziyaretçiyi şehre çekerek kentte küçük ölçekli bir Bilbao Etkisi yaratmasına sebep oldu. 70 yıllık kariyeri boyunca 500’den fazla projeye imza atan Niemeyer’in Brasilia Katedrali ile birlikte en sevdiği iki binasından biri olduğu biliniyor. Geçmiş dönemin uzay filmlerinden çıkmış bir yapıyı anımsatan MAC, Rio de Janeiro ve Brezilay mimari tarihi için çok önemli bir yere sahiptir.
Copacabana Peyzaj Düzenlemesi
Listeye mimari yapılarak olarak isimlendirdik ancak listemizin son sırasında proje mimari bir yapı değil. Rio şehrini sambadan sonra belki de dünyaca tanınmasını sağlayan çok önemli bir peyzaj düzenlemesiyle listemizi tamamlıyoruz: Copacabana. Orijinal olarak 1930’larda geleneksel siyah beyaz Portekiz kaldırım tasarımı olarak oluşturulan Copacabana sahili 1970’lerde 4 kilometrelik bir alanı Brezilyalı peyzaj mimaro Roberto Burle Marx tarafından yeniden tasarlandı. Modernist tarzını yeni düzenleme projesinde cesurca uygulayan Burle Marx, yerel tropik bitkileri soyut bir tasarımla birleştirdi. Rio’yu marka haline getiren projelerden olan Copacabana sahil düzenlemesi Brezilyalı peyzaj mimarının ülkesi için en büyük teşekkür hediye desek doğru olur.