Eylül ayı boyunca İstanbul'da yeni açılan ve hala devam eden sergileri sizler için derledik.

Sanatsal pratiği uzaydaki nesnelerin şeklini keşfetmek olan İngiliz sanatçı Elise, gerçekliğin sınırlarını zorluyor.

Tanıdık manzaraları algılanmaz gerçekliklere dönüştüren sanatçı Roberto Rivadeneira'nın “Reality Tour” sergisi Hošek Contemporary’de.

Ateş Alpar’ın “Taş Kabuk Sessiz” sergisi 15 Temmuz’a kadar Merdiven Art Space’de

Rombaut, deriyi terk ederek vegan ve geri dönüştürülebilir ayakkabı tasarımları için deneysel yöntemler geliştiriyor.

Sanatçı ve moda tasarımcısı Venera Kazarova, tiyatro ve çağdaş koreografiler için kağıttan kesilmiş objelerle couture kıyafetler yaratıyor.

Keyfin ressamı John Craxton’ın arkadaşı Ian Collins küratörlüğünde gerçekleşen “Işığın Peşinde” sergisi 23 Temmuz’a kadar Meşher’de

MAD Architects kurucusu mimar Ma Yansong, Çin'in Guangdong kentinde terk edilmiş bir pazarı sanat enstalasyonu ile yeniden canlandırdı.

KUN Art Space’in sergi alanı, Dicle Çiftçi’nin evi ve atölyesine dönüşerek sanatçının ışık etrafında beliren ruh hallerini izlemeye açıyor.

Smiljan Radić ve Nicolás Schmidt, Şili Mimarlık Bienali için sahne görevi gören şişirilebilir, metalik bir pavilyon tasarladı.

Atılmış buluntuları arzu nesnesine dönüştüren tasarımcı Bertrand Fompeyrine, KTSM İle Dünyaya İyi Bakan Tasarımlar'da

Sokak sanatçısı Max on Duty’nin, sprey boya ve stencil şablon kullanarak limitli sayıda ürettiği Columbas serisi şimdi Mercado'da satışta

MVRDV, Berliner Union Film Ateliers (BUFA) kampüsü dönüşümü kapsamında ilk binasını tamamladı.

Merceğimizi Bernard Tschumi’nin Manhattan Transkriptleri’ne çeviriyor ve kareografinin mimarinin kahramanı olduğu dünyasına yola çıkıyoruz.

SABO ile ışığın her resimde farklı bir anlatım bulduğu Versus Art Project'teki yeni sergisi “Golden Hours” üzerine sohbet ettik.

Yuhan Bai, toprak bazlı vegan deri koleksiyonu ‘Soil Project'i Dutch Design Week'te tanıttı.

Beijing Leuchte Lighting Design, Çin'de bir açık hava tiyatrosu kompleksini yaklaşık 50.000 adet ışıklı kiremitle kapladı.

Yolu takip etmeyi ve kaybolmamayı sağlayan Anadolu kültürüne ait Saya'nın Sesi, kamusal alanda görünmez bir coğrafyaya referans veriyor.

Tasarım stüdyosu Pyxis Nautica ve sanatçı Dániel Szalai, Budapeşte'de kentsel ölçekte sanatsal müdahaleler ile dönüşüm sağlıyor.

Olafur Eliasson’un Doha’da bir çöl arazisinde yer alan yeni enstalasyonu, aynalar ve halkalar aracılığıyla optik illüzyon yaratıyor.